8 Şubat 2011 Salı

Yeme de Yanında Yat : Var mı Brunch gibisi?

Artık anlamışsınızdır, bir süredir yazmıyorsam muhakkak sağlıklı yaşamın yan yoluna sapmışımdır. Hemen kendimi belli ediyorum maalesef.

Aslında çok başarılı geçen bir rejim haftasının son iki gününde, cumartesi akşamı ve pazar sabahı yemek daveti vermem benim iradesizliğimle birleşti ve nihayetinde karışık duygularla yaklaştığım bir seri spontane tepkimeye yol açtı. Bu tepkimenin bir ucunda yaptığım yemekler, diğer ucunda da ben durdum elbet.

Aylardır özenerek yemek yapmayı reddediyor olmama inat, cumartesi gününü yalnızca yemek pişirerek geçirmiştim. Sonuç: bir seri ağız sulandıran ürün. Ancak sanırım biraz fazla güzel geldi bana pişirdiklerim, kokularıyla yetimeyip bizzat yedim. Hem de gani gani. :(

Pişman mıyım? İşte, karışık duygular ufaktan bir toz bulutu oluşturuyor gözlerimin önünde... hiç cevaplamasam daha iyi bu soruyu.

Diyeceğim odur ki, bugün post edeceğim tariflerim sağlık anlamında sütten çıkmış ak kaşık değil. Aslında normalde yediğimiz yemeklerin yanında önemli sağlıklı alternatifler olarak görülebilir belki ama bir kısmını rejimde hiç tavsiye etmiyorlar. Onlar kim mi? Diyet cinleri tabii ki deee- hani her lezzetli sağlıksız yemeğe gözünüzü diktiğinizde kulağınıza "cıkcık"layanlar. Vicdanınızın tellerini gıdıklayanlar. Yoksa siz tanışmadınız mı hala onlarla?

Anyhouu, retournons a nos moutons diyerek Fransızcamızı da patlatmak suretiyle pazar günkü brunchtan açıyoruz sözü. Benim iyi tanıyanlar bilir (ki bu vesileyle siz de o mertebeye erdiniz diyebilir miyiz acep?) en sevdiğim yemek brunch'tır. Şöyle sabaha ajda bardaklara oturmuş güzel bir demli çay, sevdiklerim ve estetik bir sofrayla başlanırsa - hayır günüm güzel geçer o ayrı, devamında yerinden de kalkamayabilirim. Ama olsun, öyle de olsa brunch uğrunda ödeyeceğim cezanın helali hoş olsun.



ELMALI KEK: (6-8 kişilik)
Masum ama diyetteyseniz - o kadar da masum değil

Aşağıda gördüğünüz pembe tabakta duran şeyin görünüşüne aldanmayın, tepesinin tarçınlı şeker ile kaplanmış olduğuna da. İnanılmaz hafif. Bana ananemin eskiden yaptığı ev keklerini hatırlattı ve de öğleden sonra okuldan gelip çayla birlikte yaptığım kahvaltıları. Rejimde yemeyin, yedirmeyin ama onun dışında bilakis tavsiye ederim.Tarifin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz. Fakat benim yaptığım daha hafif oldu, nedenini de az sonra öğreneceksiniz:

Malzemeler:
  • 1 bardak un
  • 1 poşet kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 1/4 bardak şeker
  • 1/2 çay kaşığı toz tarçın
  • 40-50gr yağ
  • 1 yumurta, çırpılmış
  • 1/2 bardak süt
  • 2 Amasya elması (ya da herhangi bir büyük kırmızı elma)
Fırını 200 dereceye ayarladıktan sonra, 20-25cm genişliğinde bir kabı yağlıyoruz. Aslında tarifte 9" diyor, yani  22.5cm genişliğinde, fakat bence malzemelerden çıkan kek tarifteki bir kabı doldurmuyor. O yüzden ince olsun isterseniz 20-25cm çapında bir kabı kullanın, ama şöyle ağzıma gelsin diyorsanız ya malzemeleri artırın ya da kabı küçültün derim.

Un, kabartma tozu ve tuzu karıştıralım. Ayrı bir kapta da tarçınla şekeri. Tereyağını ben genelde mikrodalgada eritip öyle koyuyorum, bir şekilde eritip keke kattığınızda hem daha çabuk karışıyor, hem de nedense tadının daha güzel olacağına dair bir inanç duyuyorum. Tereyağını yumurtayla iyice çırptıktan sonra, önce un karışımının bir kısmını, sonra sütün yarısını, sonra un karışının birazını daha, sütün kalanını ve en son unun da devamını ekleyerek herşeyi birbirine karıştıralım. Yani sırasıyla un, karıştır, süt, karıştır, un, karıştır, süt, karıştır, un, karıştır kodlamasıyla yumurtalı yağa ekleyelim.

Karışımın yarısını kalıba dökelim, dilimlenmiş elmalarımızı üzerine yayalım, kalanını da dökerek fırına atalım. 25 dakika dursun o orda, sora da çıkarıp afiyetle yiyelim.

Ben şekerli tarçını, keki fırına atmadan hemen önce karışımın üzerini örtecek şekilde dökmüştüm, gerçi fazla değil yani o 1/4 bardağın taş çatlasa yarısını kullandım herhalde. Ama kek istediğim gibi kabarmadı, yani karışımın miktarı azdı, o yüzden istese de fazla kabaramaz mıydı, yoksa tarçınlı şekerden dolayı mı kabarmadı emin değilim. Dolayısıyla tarçınlı şekeri isterseniz keki fırına atmadan önce, isterseniz de çıkarmaya yakın, ya da fırını kapadıktan sonra dökebilirsiniz. Böylece hep beraber deneyip görmüş oluruz.

Orjinal tarifte 2/3 bardak şeker kullanılıyor, bunun yarısı elmaların üzerine, diğer yarısı da demin anlattığım gibi kekin bütünün üzerine boca ediliyor. Sizin diyet cinleriniz yoksa, bu versiyonla da pişirmenizi tavsiye ederim, eminim o da güzeldir. Ben şayet, yapmam, yapamam, yapanınkini de yemem :)


JYKLL & HYDE YOĞURDU
Sabah kahvaltılık, akşam tatlı

Aslında yapması çok kolay, kendisini Van Kahvaltıcısı'nda, tatlı niyetine tarifini de şurada görmüştüm. Tek yapacağınız, varsa süzmesini, yoksa normalini aldığınız yoğurdun üzerinde balla janjanlı desenler çizerek, biraz da kırılmış ceviz yahut fındık atmak. Ekmeğe banıp yendiğinde bal-kaymağın yerini tutmasa da, yokluğunu aratmaz. Baktınız akşama kaldı, akşam yemeğinden sonra da özgürce kaşıklanabilir.

Resimde gördüğünüz versiyonu, süzme yoğurt ve fındıkla yapılmıştır. İsmi cheezy bulanlara buradan seslenmek isterim: diğer alternatifimiz "üzerine kuruyemiş serpiştirilmiş ballı süzme yoğurt" olacak, kabul ediyor musunuz?
 
ACUKA (MUHAMMARA) 
Güneyden gel acı acı

Bilmiyorum sabah kahvaltısında ezme yer misiniz ama benim böyle pis bir midem var, napayım. Aslında ezme oldu mu, beyaz peynir ve ekmekle beraber yiyip başka da birşey yemem - yani düşündüğünüz denli de pis  olmayabilir de - ama çok zahmetli gözüktüğü halde yapılması kolay olduğu için brunch'ta servis etmekte bir beis görmedim.

Malzemeler:
  • 4 çorba kaşığı biber salçası
  • 2 çorba kaşığı domates salçası
  • 3 diş sarımsak
  • 2 dilim (tercihen bayat) ekmek
  • Yarım su bardağı ceviz 
  • Zeytinyağı
  • Arzuya göre: kırmızı biber, kimyon vs baharatlar

Tek yapacağınız bütün malzemeleri rondoya atıp çekmek, sağlam olması için de elle karıştırmak. 


ZEYTİN MEDLEY
Karıştır!


Bu da son derece basit olmasına karşın mikemmel bir tat. İtalyan restoranlarında yemekten önce  zeytinyağı getirirler hani, içinde balsamik sirke, sarımsak, zeytin ezmesi neyin olur. Oysa İtalyan restoranını eve getirmek neden istemeyelim ki? Karıştırın iki çeşit zeytini, kurutulmuş domatesi, atın içine zevkinize göre sarımsak, kekik, isot, balsamik... amma zeytinyağı hasından olacak.



Devamı? Başka brunchlara elbet.... Benim rejime tekrar bir girip çıkmamı bekleyiniz anacım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder