2 Şubat 2011 Çarşamba

Her işin kolayı: Kahveyi bıraksaydınız yerine ne içerdiniz?

Diyet kola'dan sonra kahveyi de bırakmaya hazırlanıyorum. Bırakmak dediğim hiç içmemek değil. Ama güne kahveyle başlamamak, ve de her gün kahve içmemek. Yani kahveyi gündelik rutinimin bir parçası haline getirmemek. Kahve, arada sırada keyif için içtiğim, böyle içine kremalar neyin karıştırarak değil de, tadını alabildiğim birşey olmalı. Mümkünse Kenya'yla Colombia kahvesini ayırdedebilmeliyim. Daha az selülit, daha çok tat anlamına gelmeli benim için kahve.


Tabi bu, her gün kahve içmeyeceksek ne içiceez ki? sorusunu da beraberinde getiren bir durum. Zaten sabahtan akşama kadar demli çay tüketen bir milletiz, çayın da hasından anlarız evet, ama çay illa ki siyah çay olmak zorunda değil. Yeşil çay bile olmak zorunda değil. Ihlamuru var, adaçayı var. Ben poşet çayları pek tercih etmiyorum mecbur kalmadıkça. İçine,hızlı demlenmesi ve güzel renk vermesi için birşeyler koyduğunu düşünüyorum hazır poşet çayların. Bitki çayı içmeyen arkadaşlarım ise en çok tadından şikayet oluyor böyle çayların. O yüzden size, her gün içmek aklımıza gelmeyen 3 çay önereceğim. Taze, yararlı ve en önemlisi, kokusu bile sizde içme isteği uyandıran:



TAZE NANE ÇAYI 
Nane, yalnızca mideniz yatıştırmakla kalmaz, böyle hoş bir rehavet de verir çöksün diye üzerinize. Ama daha önce içtiyseniz bilirsiniz, kuru nane çayıyla kıyas bile götürmez, tazesini tek geçerim. Ben kuru nane çayını yavan buluyorum şahsen.
Yapacağınız tek şey, taze nane yapraklarını yıkayıp, kaynadıktan sonra dinlenceden olan sıcak suya koymak. Arzu ederseniz bir iki dilim limon, acı geliyorsa da bir kaşık bal koyup afiyetle içebilirsiniz.


YASEMİN ÇAYI
İçine yasemin çiçekleri eklenmiş yeşil çay bu esasen. Tadı da yeşil çay gibi zaten sadece daha tatlı, ama kokusu işte... olayı koparıyor. Antioksidan olması bi yana, zayıflattığı da söylenmekte.


Marketlerde hazır poşet çay olarak da satılıyor ama ben yaprak olarak almanızı tercih ederim. Bir de böyle minik veya büyük inci şeklinde olanlar var, suya attığınızda çiçek gibi açılıyor. Resimde bardağın içinde gördüğünüz canavar, aslında açılmış bir yasemin çayı incisi.


ELMA ÇAYI
Evet, hep aynı muhabbet, bunun da poşet olanı var. Ama aktardan çay yapmak için kurutulmuş elma parçaları alıp, içine de ikiye böldüğünüz bir tarçın çubuğunu koyduğunuzda aldığınız tat çok farklı. Ben koymadım, ama gerçek bir elmanın kabuğunu da soyup elma çayınıza atabilirsiniz. Hem görünümü, hem tadı güzel olur diye düşünüyorum.




Siz neler içmekten hoşlanıyorsunuz? Ya da tavsiye edebileceğiniz başka güzel çaylar var mı?

2 yorum:

  1. Ben de benzer endişelerle kahveyi bırakmak niyetine girdim ve farkettim ki aslında sevdiğim kahve değil, kahvenin sütlü, yumuşak haliymiş. Bunu anladıktan sonra sütlü içebileceğim çayları aradım; Doğuş çayın Mistik isimli çayı, Doğadan'ın Büyülü Bohça çayları sütle içilmesi tavsiye edilenlerden. İkisi de bol tarçınlı oldukları için süt aromasını kaldırabiliyorlar, yakışıyor. Hele Büyülü Bohça biraz da biberli, hafif çok hafif yakıyor boğazı ama kış için muhteşem! Kahveyi bırakınca sütten vazgeçmek gerekmiyormuş :)
    Sevgiler,
    Y.

    YanıtlaSil
  2. Aslinda kafeinsiz kahve de icilebilir, illa tadindan da vazgecmek gerekmiyor, ya da sutten. Ama nedendir bilmiyorum kahvesiz kahve bana denizsiz Istanbul gibi geliyor. Yani yapma, eksik ve yanlis.

    Caylari deneyecegim mutlaka. Tavsiyeniz icin tesekkurler.

    YanıtlaSil